Sosyal Medya

Kaplıcalar ve Kaplıca Tedavisi

Kaplıcalar ve Kaplıca Tedavisi

Kaplıcalar ve Kaplıca Tedavisi

Ilıca olarak da bilinir, maden sularından yararlanma amacıyla kaynarcaların çevresinde kurulan tesislere verilen genel isme kaplıca denir

Araştırmalar sonucunda çeşitli hastalıkların tedavisine yardımcı olduğu anlaşılan mineral iyonlarıyla yüklü maden sularının oluşumuna ilişkin değişik görüşler vardır. Bu görüşlerden biri, çatlaklardan sızan yerüstü sularının, yolu üzerindeki minarelleri eriterek derinlerdeki ısınmış katmanlara ulaştığı ve buradaki sıcaklığın etkisiyle buharlaşıp yoğunlaşarak yeryüzüne geri döndüğü biçimindedir.

Magmaya yakın katmanlarda bazı minarelleri eritmiş durumda bulunan suların buharlaşıp yoğunlaşarak tektonik olaylarla yeryüzüne çıktığı görüşü ise baş-ka bir yaklaşımdır. Maden suları fiziksel özellikleri bakımından çok sıcak, sıcak ve soğuk sular olarak sınıflandırılır.

Kimyasal özellikleri bakımından ise bikarbonatlı, sülfatlı, tuzlu, kükürtlü, karbon dioksitli, demirli, arsenikli, iyotlu, karışık ve radyoaktif madensuları vardır.

Kaplıca sözcüğü, ılıcanın üstüne bir hamam yapılması sonucunda ortaya çıkan tesisin kaplı ılıca biçiminde tanımlanmasından türemiştir.

Kaplıcalar, özellikleri nedeniyle şifalı sular olarak da bilinen maden sularının yeryüzüne çıktığı kaynarcalar ile bunların çevresinde kurulan hamam, havuz, klinik, otel gibi tedavi ve konaklama tesislerinden oluşur. Tesisler, kaplıca suyundan banyo ve içme kürleriyle yararlanılmasına göre farklılıklar gösterir. Üç haftayı bulan banyo kürleriyle hekim

denetiminde fizik tedavi yapılan hidroterapi aygıtlarıyla donatılmış kaplıcalarda daha geniş tesisler kurulur.

Kaplıcalar sağlık açısından olduğu kadar turizm açısından da önem taşır. İnsanlığın eski çağlardan beri sağlık amacıyla şifalı sulardan yararlandıkları bilinmektedir. Anadolu’ nun çeşitli yörelerindeki kaplıcaların Yunan ve Roma dönemlerinden beri işletildiğini gösteren yapı kalıntılarına rastlanır.

Kaplıcaya Girerken Nelere Dikkat Edilmelidir

· Hastalığın kesin tanısı konulmalıdır,

· Hastalığın aktivasyon derecesi, yaptığı lokal ve sistemik hasarlar değerlendirilmelidir,

· Hastanın sistemik-dahiliye kontrolü mutlaka yapılmalıdır,

· Hasta kaplıca kürü esnasında izlenmeli, yararlı ve zararlı etkiler gözlenmelidir.

Kaplıca Tedavisi Nedir

Sıcak, madensel yeraltı sularının tedavi edici etkilerden banyo veya kısmi banyo şeklinde yararlanılmasına Kaplıca Tedavisi veya BALNEOTERAPİ denir.

Kaplıca Tedavisinin Amacı Nedir

Vücut direncini artırmak,

Genel durumu düzeltmek,

Hastanın şikayetlerini azaltmak,

Hastanın bulgularını ortadan kaldırmak,

Kalıcı hasarları önlemek.

Madensel Sular Nasıl Oluşur

Maden suyunun yeryüzüne çıktığı kaynağa kaynarca denir. Bir kaynarca suyunun fiziksel ve kimyasal özelliği bir başkasına, hatta çok yakındaki bir kaynaktan çıkan maden suyunun özelliğine benzemez. Bu nedenle tıbbi tedaviye yardım amacıyla kullanımında özenli olmak gerekir. Öte yandan kaplıca sularının hastalıkların iyileştirilmesine katkıda bulunma ölçüsü hakkında ayrıntılı ve kesin bilimsel açıklama yoktur.

Madensel sular derinlere sızan yer üstü sularının ve/veya derinlerde oluşan suların yeryüzüne çıkması ile oluşur. Bu sular yollarına çıkan mineralleri, tuzları, gazları ve radyoaktif maddeleri eriterek bünyelerine katar, bazen de ısınarak yeryüzüne çıkarlar.

Kaplıca Krizi Nedir

Kaplıca tedavisi başladıktan 4-7 gün sonra şikayetler azalmaya başlamışken birdenbire ağrılarda artma, ateş yükselmesi, uykusuzluk, iştahsızlık, bulantı-kusma, kabızlık ve ishal, çarpıntı, terleme, üşüme, sıcağa ve soğuğa tahammülsüzlük benzeri bulguları olan bir tablo ortaya çıkar.

Buna Kaplıca-banyo Reaksiyonu ve Termal Krizi denir. Sebebi hormonal ve sinirsel uyum mekanimalarının bozulmasıdır. Acil tedavi gerekmektedir

Doğal yollarla tedavi olmanın çıkış noktası 5 elementtir. Su, metal, ateş, hava. toprak, Havanın yerine geleneksel Doğu Çin Anlayışında Ağaç konulduğuda görülmüştür

Kür Merkezi Nedir

Türkiye’de halkımızın, insanımızın çok ihtiyaç duyduğu, bilgilendirme açısından çok ihtiyaç duyduğu bir konu. Konunun kendisi 5 elemente dayanıyor. 5 element, ki onlar olmazsa bizler de olmazdık. Toprak, su, metal, ateş, hava. Bazen de havanın yerine geleneksel Doğu Çin anlayışında ağaç konulur. Çünkü hava zaten olmak zorundadır.

Bunlar birbirlerini saat kadranının her iki doğrultusunda etkiler. Su olmadan toprak olmaz, toprak olmadan ateş olmaz, ateş olmadan metal olmaz, metal olmadan su olmaz, ağaç olmadan bunların hiçbiri olmaz gibi. Çıkış noktamız budur. Kür merkezinin binbir türlü tarifinden biri şu olsun: Bu 5 elementin insan sağlığına sunulduğu yerlere kür merkezi denilir.”

Ilıca : İçerisinde çeşitli kimyasal bileşik ve maden tuzları bulunan, ısısı çeşitli derecelerde olan ve bileşiğindeki özelliklere göre değişik hastalıklara iyi gelen, tesis bulunmayan üzeri açık şifalı su kaynağıdır. Ilıcalar, halk arasında girme, banyo ve koklama adları ile de bilinmektedir

İçme : Halk arasında maden suyu, içme ve içmece olarak bilinen, çeşitli maden tuzları, kimyasal bileşikler ve gazlardan oluşan, belirli hastalıkların tedavisi ve sağlıklı yaşamak amacıyla içilmek için gidilen yeraltı suyu merkezleridir.

Yeraltı suları bu yerlere gitmeden özelliğini belirli bir süre muhafaza edilebilecek şekilde paketlenerek veya şişelenerek de hizmete sunulmaktadır. Bu suların yeraltından yeryüzüne çıktığı zaman bile bazı gazların uçması neticesi tam özelliğini koruyamadığı, özelliğinden bir miktarının kaybolduğu söylenmektedir. İçmelerin tamamına yakını sindirim sistemi hastalıkları için tavsiye edilmektedir

Çamur banyoları : Kaplıca veya ılıca çevresinde toprağın da bazı özellikler ihtiva etmesiyle birlikte, ya bulunduğu bölgeden çıkan, ya da kaynaktan gelen suyla karışarak çamur şeklini alan, özelliğine göre lokal ya da tamamen sürülmek veya içerisine yatmak, oturmak, girmek suretiyle yapılan tedavi şeklidir. Genellikle fizik tedavi, kırık-çıkık, deri rahatsızlıkları ve basur gibi rahatsızlıklar için tavsiye edilmektedir.

Mağaralar ; içerisindeki çeşitli maden ve tuzların erimesi nedeniyle hava yoluyla koklandığında solunum yolları hastalıklarına iyi geldiği söylenen sağlık merkezleridir. Anadolu’da çok sayıda mağara bulunmasına karşın, çok azının sağlık amaçlı kullanıma elverişli olduğu bildirilmektedir

Kaynak: http://www.kaplicalar.org/kaplica-nedir

Kaplıcanın Etkinliği Hangi Faktörlerle İlgilidir

Suyun sıcaklığı,

İçerdiği kimyasal maddeler,

Kaynak bölgesinde bulunan mikroskobik organizmalar,

Havadaki nem oranı,

Havanın sıcaklığı,

Atmosfer basıncı,

Rüzgar

Kas-İskelet Sistemi Hastalıklarında Temel Tedavi Yöntemleri

İstirahat

Hasta bölgenin korunması,

İlaç tedavisi,

Fizik tedavisi,

Egzersiz tedavisi,

Rehabilitasyon,

Cerrahi tedavi’dir.

Kaplıca tedavisi Fizik Tedavinin Hidroterapi (su ile yapılan tedavi) alt grubu içinde değerlendirilebilir. Temel tedavi yöntemleri ile kombine edilerek doktor kontrölünde uygulanacak olan Kaplıca Tedavisi Kas-İskelet sistemi hastalıklarında büyük yararlar sağlayabilir.

Dünyanın En Şifalı Suları Türkiye’de

Türkiye’de bin 300 termal kaynak var.

Dünyada sağlık turizminin önemi giderek artıyor. Sağlık turizminin önemli dallarından biri olan kaplıcalara da sıkça ziyaret edilen yerlerin başında geliyor.

Türkiye’de coğrafi yapısı ve iklimi dolayısıyla çok sayıda kaplıca bulunduruyor. Her yıl ülkemizde çok sayıda ziyaretçi geliyor. Araştırmalara göre, kaynak zenginliği açısından Türkiye, dünyadaki ilk 7 ülke arasında yer alıyor. Bir bakıma Türkiye termal turizmin cenneti olarak adlandırılıyor.

Fiziksel Ve Kimyasal Özellikleriyle Dikkat Çekiyor

Ülkemiz termal sularının, hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleriyle Avrupa’daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşıyor.

Eriyik maden değeri açısından yüksek, kükürt,  radon ve tuz bakımından da zengin. Anadolu’da tarihe dayanan özellikleri ile halk arasında sayfiye kültürü durumuna gelen jeotermal merkezlerin bazılarında uygun iklim koşullarının etkisi ile kür mevsimi 200 güne kadar çıkabiliyor.  Biz de Yalova’dan Havza’ya, Kızılcahamam’dan Pamukkale’ye kadar Türkiye’de yer alan çok sayıda kaplıcayı araştırdık

Sinir Hastalıklarına Bursa’da Termal Tedavi

Yeşil bitki örtüsü ve bol oksijeni ile sağlık merkezi olan Bursa’da çok sayıda kaplıca yer alıyor. Bursa’daki kaplıcalar, başta sinir ve cilt olmak üzere, romatizmal rahatsızlıklar, kilo problemleri gibi sorunlar gibi çok sayıda rahatsızlığın çözümünde yardımcı oluyor. Bursa’da bulunan önemli kaplıcalar şunlar:

Oylat Kaplıcaları: Bursa-İnegöl’ün27 kilometregüneyinde, Uludağ eteklerinde840 metreyükseklikte yer alıyor. Oylat Kaplıcaları suyunun özellikleri bakımından dünyada 2’nci sırada bulunuyor. Oylat suyunun en büyük özelliklerinden birisi içilebilmesi ile de şifa sağlamasının yanı sıra 40 derece kaynayarak doğal haliyle kullanıma hazır olmasıdır. Oylat Kaplıcaları özellikle ağrılı sinir hastalıkları için bir şifa kaynağı. Çağlayan Otel, Güven Otel ve Aşiyan Otel gibi otellerde de konaklamak mümkün.

Kara Mustafa Suyu: Bursa-Mudanya yolu üzerinde bulunan Kara Mustafa Hamamı’nın suyunun kaynağıdır. Hamama akan suların ikisi sıcak, biri soğuk. Sıcak suların menbalarının yerleri tam bilinmediği, sıcaklığının ise 55 derece olduğu tespit edilmiş. Soğuduğu zaman normal sular gibi içilir. Çok berrak olduğu için Gümüşsuyu da deniliyor. Kaplıca suları en çok sodyum ve kalsiyum içerir. Romatizma, nevralji, gut, egzama, kemik kırıklarında, kadın hasatlıklarında etkin şifa kaynağıdır. Pek çok otel ve pansiyonlarda konaklamak mümkün.

Eski Kaplıca: Kent merkezindeki Çekirge meydanında, Acemler’e inen yolda bulunan kaplıca suları Uludağ eteklerindeki bir çatlaktan gelir. Halk arasında Çelikli adıyla anılan sular, çeşitli maden eriyikleriyle zengin kimyasal madenler, gazlar ve yüksek radyoaktivite içerir. Eski kaplıcanın şifalı suyu; sindirim yolu hastalıklarına, kadın hastalıklarına ve kalp-damar hastalıklarına faydalı. Hamama ait tesis de bulunuyor.

Çekirge Kaplıcaları: Çekirge sularının bir bölümü cam borular içinde, hiçbir değeri bozulmadan Bademlibahçe mevkiinde yapılmış olan Çelik Palas Oteli’ne getiriliyor. Odalarından Çelikli su akan Çelik Palas’ın yüzme havuzu ise dünyada eşi olmayan bir eserdir. Çekirge sularında az ölçüde demir vardır. Çekirge suları ile tedavinin özü banyodur. Büyük havuzlu hamamlarda devamlı çıkan radyoaktivite, hamamın kubbesinin altında biriktiğinden burada banyo için bulunanlar, dolaylı olarak buğulama da yapmış olurlar. Kaplıca suları, romatizma, nevrit, cilt, idrar yolları ve kadın hastalıklarına iyi gelir. Kervansaray, Çelik Palas, Marigold gibi otellerde kalınabilir.

Yenikaplıca ve Kaynarca Hamamı: Yenikaplıca, Bursa-Çekirge yolu üzerinde bulunuyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve başvezir Rüstem Paşa tarafından 1555’te yaptırıldı. Özel banyoları, turistik bölüm, masaj ve spor salonu bulunuyor. Yeni kaplıca şifalı suları, cilt hastalıklarından, iç hastalıklarına, şişmanlık ve solunum yolu hastalıklarına kadar birçok bedensel rahatsızlıklara etkin şifa kaynağı. Kaynarca Hamamı’na ait dinlenme tesisleri bulunuyor.

Kara Mustafa Kaplıcası: Bursa-Çekirge-Mudanya yolu üzerinde, Yenikaplıca’nın hemen yanında bulunuyor. Bizans döneminden kaldı ve daha sonra bugünkü şekliyle, Rüstem Paşa’nın ağası Kara Mustafa Paşa tarafından 1490 yılında yaptırıldı. Erkekler ve aileler hamamı olmak üzere iki bölümden oluşur. Hamamın içinde yuvarlak bir yalak bulunuyor. Su, bunun dibinden çıkıyor.

Bu yalağın, kısırlık için şifalı olduğu söylentileri nedeniyle kadınlar yalağın içine oturarak banyo şeklinde girerler. Dipten kaynayan 45 derecedeki su, kadın hastalıklarına iyi geliyor. Bursa’da radyoaktivitesi en zengin kaplıca olarak Kara Mustafa gösterilir. Sodyum bikarbonatlı  sular, romatizma, nevralji, gut, egzama, kemik kırıklarına iyi gelir. Uludağ Üniversitesi’nin tesislerinde konaklamak mümkün. Bunun dışında pansiyonlarda kalınabiliyor.